24 Aralık 2013 Salı

Hamamönü


Hamamönü, AnkaraHamamönü, AnkaraHamamönü; Ankara'nın Altındağ ilçesinde, Talatpaşa Bulvarı çevresinde, Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'nin hemen arkasında yer alıyor. Talatpaşa Bulvarı'ndan yada Hacettepe Üniversitesi Hastanesi yakınından geçen  toplu taşıma araçlarıyla veya Ankarayla Dikimevi'nden biraz yürüyerek ulaşılabilir.
Hamamönü, Ankara Ankara'nın kale dışındaki ilk yerleşim yerlerinden. Adını Oğuz Türkleri döneminde yapılan hamamdan almış. Sokaklarda dolaşıp, kafelerden oturmanın yanında; Karacabey Hamamı, saat kulesi, Taceddin Sultan Cami, Mehmet Akif Ersoy Müzesi ve parkı görülebilir.



Hamamönü, AnkaraHamamönü, AnkaraEvlerin bir kısmı restore edilmiş, bir kısmının da sadece yola bakan cephesi restore edilerek çevreye uyumu sağlanmış ve mesken olarak kullanılıyor. Tamamen restore edilenler genelde kafe olarak çalışıyor.

Hamamönü, AnkaraHamamönü, Ankaraİlk gittiğimde kafe sayısı daha azdı ve birkaç mahalle esnafı vardı. Son gidişimde yabancı isimli kafe sayısı ve sokaktaki masa sayılarının artması beni rahatsız etti. İlk görmenin heyecanıyla mı daha çok beğenmiştim bilmiyorum ama bu fazlalık beni sıktı, her yer birbirine benzemek zorunda mı diye düşündürttü ve bana Alaçatı'yı hatırlattı.

 Hemen o sokaktan çıkıp daha sakin olan Sanatçılar Sokağı'na girdim. Orada restore edilmiş evlerde sanat atölyeleri var. Sergiler ve kurslar da düzenleniyor. Meydanın ortasında oturup, Hanımeli Çay Evi'nden kahve içip etraftaki ayrıntıları izlemek çok keyifli. Şehrin gürültüsü ve koşuşturmacasından uzakta, bu evlerde kimler oturmuş, ne hayatlar yaşanmış gibi düşüncelere dalıp gidiyorsunuz.
19.yüzyıl Ankara'sında dolaşıyormuş hissini yaşatan, hoş zaman geçirten, eski mahalle kültürümüzün daha insanca olduğunu düşündürten, projeyi yapanların elina sağlık dedirten bir yer.







10 Aralık 2013 Salı

Rengarenk


Kapalıçarşı, İstanbulmerdivenler, İstanbulKaranlık ve soğuk bir güne daha başladık. Zaten neredeyse bir haftadır hava kapalı ve çok soğuk. Eee kış geldi olacak o kadar ama ben çok üşüyorum. Sabah haberlerinde de Denizli ve Ankara'da doğal gaz arızaları yüzünden soğukta kalan insanları duyunca daha da üşüdüm. Şimdi kar yağmaya başladı. Kar yağarken seyretmek çok güzel, bir de soğuğu olmasa! Bari renklerle ısınalım, kıştan sonra bahar geliyor diye düşünelim dedim. Nedense renkler bana hep ilkbaharı çağrıştırmıştır.


Herkesin yöntemi farklı. Kızımın da ısınma yolu sıcak çikolata içmek.

Kışın sıcak çikolata keyfim!!!
el boyaması kalemlik
bu kutuyu da ben boyadım
Kışın sıcak çikolata içmeyi çok seviyorum. Annem çikolata olduğu için çok sağlıklı olduğunu düşünmüyor ama ben yine de içerken çok keyif alıyorum. Resim çizmeyi de çok seviyorum. Ben de ikisini birleştirdim ve sıcak çikolata içerken resim yapıyorum. İşte onlardan bazıları:






3 Aralık 2013 Salı

Neden Kafemiz?


Hanımeli Çay Evi, Hamamönü, AnkaraHafız Mustafa, Eminönü, İstanbulTophane Tarihi Taş Fırın, İstanbulKafemiz; çünkü bir kahve içimi süresinde okunacak kadar kısa olsun, kahve sohbeti sıcaklığında olsun istedim. Belki kafede oturup arkadaşımla sohbet edercesine samimi olsun istediğimden. Belki de hep küçük, şirin bir kafe işletme hayalimden. Küçük, şirin derken; ev ortamı gibi, birkaç koltuk, birkaç masa, birkaç çeşit kahve ve kahvenin yanına uygun birkaç çeşit kurabiye-kek. Öyle onlarca çeşit, acaba hangisini içsem, birbirlerinden ne farkları var ki diye insanı şaşırtan onlarca çeşit kahve değil. Evimize misafirimiz gelince ikram ettiğimiz kadar çeşitte kurabiye-kek. Sadece kahve ile kurabiye-kek belki çay. Yani kahve evi, çay evi gibi bir şey. Adı kafe olup da her şeyden olanlardan değil. Lokanta+restaurant+kahvehane+çayhane+pastane+bistro+vs değil.Şimdilerde simit kafeler bile bu hale döndü. Tuhafiyeci, nalbur, marangoz, konfeksiyon mağazasının yerini AVMlerin alması gibi yiyecek yerleri de AVMye döndü. Kalanları tabii ki kutlamak gerek.
Evin Unlu Mamulleri, Balat, İstanbul
Mısır Çarşısı, İstanbulBizim kafenin istediğim sıcaklığı yakalamasına kızımın çok katkısı olacağına inanıyorum ama o  yazmak konusunda biraz isteksiz ve üşengeç. Onu çıkarma isteğime de itiraz ediyor, biraz daha sabredeceğiz bakalım. Teyzoş gönüllü, belki abla-kardeş yaparız.











26 Kasım 2013 Salı

Tıp Bu Değil


Tıp Bu Değil,  editör İlknur ArslanoğluBu sıralar hastane işleriyle fazla haşır neşir oldum. Bir süre daha devam edecek gibi. Hem bu sebeple hem de çok beğendiğim için İlknur Arslanoğlu'nun editörlüğü ile basılan bir kitaptan söz etmek istiyorum. Daha doğrusu iki kitap. Ben birinciyi okudum, ikinciyi de aldım ama daha okumadım, okunacaklar sırasında bekliyor. ''Tıp Bu Değil'' ve ''Tıp Bu Değil 2''. İlk kitap 2012 de çıkmıştı, ikincisi ise 2013 de basıldı. 2013 bitmeden ikinci kitabı da okuyacağım.
Kitaplar; Çocuk Hastalıkları, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları, Radyasyon Onkolojisi, Kardiyoloji, Psikiyatri, Göğüs Hastalıkları, Genel Cerrahi gibi farklı branşlardan hekimlerin yanında gazeteci,  tıp fakültesi öğrencisi, yazar, oyuncu, hemşire gibi değişik meslek gruplarından insanların güncel tıpla ilgili yazılarından oluşuyor. Kendi pencerelerinden sağlığa, bilimsel ve güncel tıbba bakarak sorguluyor, kendi aralarında tartışıyor ve kendi önerilerini paylaşıyorlar. Ama televizyondaki sağlık programları gibi  değil, reklam kokmuyor. Siz de size önerilen diyetleri, tedavileri sorgulayanlardansanız buyurun okuyun. Yok öyle hazıra konmak, okuyun, sorgulayın, danışın, kendi alışkanlıklarınız ve yaşam tarzınıza göre en iyisine karar verin. Herkese aynı, standart reçeteler yok. Bilimsel tıp, ticari tıp, koruyucu hekimlik, sağlık ve medya, firma, sektör ilişkileri, meslek örğütleri gibi konularda ben çok şey öğrendim. Neden sık sık hasta olup, sık sık doktora koşalım ki? Hasta olmamaya, sağlıklı kalmaya çalışmak daha kolay, daha ucuz, daha eğlenceli ve daha stressizken. Neden ülkemizde oldukça bol bulunan meyve sebzelerden vitamin ihtiyacımızı karşılamak yerine, içinde hangi katkı maddeleri ve boyaların bulunduğunun belli olmadığı ürünlerden yada ilaçlardan medet umalım ki (tıbbi gereklilikler elbette hariç). Kitapta da geçen Hipokrat'ın şu sözü bu durumu çok iyi açıklamıyor mu? ''İlaçlar gıdamız değil, gıdalar ilacımız olmalıdır''. Eminim siz de aşağıdakilere benzer cümleleri çok duymuşsunuzdur:
Tıp Bu Değil 2,  editör İlknur Arslanoğlu -Ay ben meyve, sebze sevmem  ihtiyacımı.....ürünleriyle karşılıyorum.
-Tatlısız duramam, yedikten sonra insülin dozumu arttırıyorum.
-Ne yürümesi, hapı yok mu içsek de kilo versek kolayca?
Ben çok duydum ve hep acıyla güldüm. Keşke televizyonlardaki o sağlık programlarında hasta olmamayı anlatsalardı daha çok işe yarardı diye.

Dünyanın en eski meslek ve sanatlarından olan tıpın sektör haline gelmesini okumak üzücü olsa da farkı meslek gruplarının bakışını öğrenmek çok keyifliydi. Kitaptan çok alıntı yapamadım çünkü yapmaya kalksam kitabın neredeyse hepsini yazardım. Sağlıklı kalın.


12 Kasım 2013 Salı

Lozan'dan Cumhuriyet'e İsmet İnönü- Galeri Uray

Lozan'dan Cumhuriyet'e İsmet İnönü Sergisi, Galeri Uray, AnkaraLozan'dan Cumhuriyet'e İsmet İnönü Sergisi, Galeri Uray, AnkaraÇankaya Belediyesi'nin Kızılay'daki yeni binası ve Galeri Uray'a ilk kez gittim, güzel olmuş. Binanın diğer yanında Müze yazan bölümde tadilat devam ediyordu. Orası da yakında açılır ve neler sergilendiğini görmeye gideriz. Gelelim ''Lozan'dan Cumhuriyet'e İsmet İnönü '' sergisine.
Lozan'dan Cumhuriyet'e İsmet İnönü Sergisi, Galeri Uray, AnkaraLozan'dan Cumhuriyet'e İsmet İnönü Sergisi, Galeri Uray, AnkaraLozan'dan Cumhuriyet'e İsmet İnönü Sergisi, Galeri Uray, AnkaraLozan Antlaşmasının 90. yılı nedeniyle İnönü Vakfı bu sergiyi hazırlamış. Sergi 8 Aralık 2013'e dek sürecek, önümüzdeki yıl da İstanbul'da düzenlenecekmiş. Serginin küratörü ise Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü kurucu başkanı Zafer Toprak.
Lozan'dan Cumhuriyet'e İsmet İnönü Sergisi, Galeri Uray, AnkaraLozan'dan Cumhuriyet'e İsmet İnönü Sergisi, Galeri Uray, AnkaraGirişte, Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü'nün fotoğrafları slaytlar eşliğinde bizi karşılıyor. Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü'nün hayatlarına, arkadaşlıklarına ilişkin hareketli ekranlarla sunulan belge ve fotoğrafların yanında Lozan Antlaşması süreciyle ilgili birçok belge, fotoğraf, yerli ve yabancı basındaki yansımaları görülebilir. Lozan Antlaşması'nın neden diğer antlaşmalardan farklı olduğu ve kazanımları öğrenilebilir.
Lozan'dan Cumhuriyet'e İsmet İnönü Sergisi, Galeri Uray, AnkaraLozan'dan Cumhuriyet'e İsmet İnönü Sergisi, Galeri Uray, AnkaraSergide çocuklar da düşünülmüş. Onlar için ayrı bir bölüm hazırlanmış. Hafıza kartları ve yap-boz şeklinde hazırlanmış ekranlarda oynayarak öğrenebiliyorlar. Tabii ki ben de oynadım.Yine bu bölümdeki Lozan Antlaşması'nın neden önemli olduğunu anlatan ekran ve video çocuklar için olduğu kadar büyükler için de öğretici. Gerisi fotoğraf ve karikatürlerde. Daha fazlasını merak edene sergide.





Lozan'dan Cumhuriyet'e İsmet İnönü Sergisi, Galeri Uray, Ankara




5 Kasım 2013 Salı

Şefik Bursalı Müze Evi-Resim Yarışması Sergisi


Resim Heykel MüzesiOtobüsle geçerken ya da yürüyüş yaparken yol kenarında dikkatimi çeken minik bir tabela var; ''Şefik Bursalı Müze Evi''. Kimmiş, neyle ilgilenirmiş diye merak ediyordum. Bir gün gezsem diye düşünüp vakit ayıramamıştım. Geçen gün de gazetede; Şefik Bursalı Resim Yarışması’nın sonuçlandığı ve seçilen eserlerin Resim ve Heykel Müzesi’nde sergilendiğini okuyunca merakım iyice arttı. Şefik Bursalı usta ressamlarımızdanmış. Kültür ve Turizm Bakanlığı, sanatçıların çalışmalarını desteklemek için her yıl Şefik Bursalı resim yarışması düzenliyormuş. Başvuruları  2 Eylül'de başlayan yarışmanın bu yıl onüçüncüsü düzenlenmiş.
 Yarışmaya katılıp sergilenmek üzere seçilen eserler  Resim ve Heykel Müzesi’nde saat 09.00-12.00 ile 13.00-17.00 (Pazartesi hariç) gezilebilir. Sakın siz de benim gibi müze öğlen kapanmaz diye düşünüp öğle saatlerinde gitmeyin.  Hem müzeyi hem de müzenin sol yan tarafındaki sergi salonlarında yarışmaya katılan eserleri görebilirsiniz. Ben en çok; Kapılar, Yansıma, Nereden Nereye ve  Güzel Bir Gün adlı eserleri beğendim.

Müzenin sağ yan tarafında ise dekorasyonunu ve  akustiğini çok beğendiğim, orkestra çukuru bulunan , kızımı operaya ilk götürdüğüm salon bulunuyor. Birlikte keyifle ‘’Pamuk  Prenses ve Yedi Cüceler ‘’ operasını izlemiştik. Artık çocuk oyunları burada sergilenmiyor. Oysa çocuklara; müzik, tiyatro, resim ,tarih, müze gibi birçok etkinliği bir arada yaşatabiliyorduk.
Şefik Bursalı Müze Evi
Şefik Bursalı Müze EviŞefik Bursalı Müze Evi; Çankaya Ahmet Mithat Efendi Sokakta bulunuyor. Pazartesi hariç her gün 9.00-12.00 , 13.00-17.00 arası gezilebilir.

Şefik Bursalı Müze Eviİbrahim Çallı'nın öğrencilerinden olan Şefik Bursalı; Bursa manzaraları ve özellikle bir süre resim öğretmenliği de yaptığı Konya'nın Selçuklu kalıntıları ile Mevlana'yı yansıttığı eserleriyle ün yapmış. Güzel Sanatlar Akademisi'nde otuz yıl hocalık yapmış sanatçının yaşadığı ev Kültür Bakanlığı tarafından müze olarak düzenlenmiş. Bu müze resim alanındaki ilk özel müzeymiş. Müzede sanatçının yağlıboya, karakalem ve hat sanatı eserleri sergileniyor. Koridorun başındaki duvarda asılı olan ailenin avukatının Şefik Bursalı’yı ve müzeyi anlattığı yazı çok duygusal ve etkileyici. Girişte sanatçının son yaptığı,  yarım kalan tablonun sunumu; az sonra Şefik Bursalı gelip fırçasını eline alacak ve devam edecekmiş hissi uyandırıyor.


29 Ekim 2013 Salı

Sakıp Sabancı Müzesi- Anish Kapoor İstanbul'da Sergisi

Atlı Köşk, İstanbul
Anish Kapoor Sergisi


Anish Kapoor SergisiAtlı Köşk, İstanbulİstanbul Emirgan sahilindeki Sakıp Sabancı Müzesi; 5 Ocak 2014'e kadar '' Anish Kapoor  İstanbul'da'' isimli sergiye ev sahipliği yapıyor. Müze pazartesi hariç her gün saat 10.00 ile 18.00 arasında ( çarşamba, cuma 20.00'a kadar) gezilebilir.
Anish Kapoor SergisiAnish Kapoor Sergisi Hint asıllı İngiliz sanatçı ( kendisi böyle denmesini istemezmiş) Anish Kapoor, çağdaş sanatın efsane isimlerindenmiş ve bu sergi Türkiye'deki ilk kişisel sergisiymiş.  Öncelikle Atlı Köşk'ün bahçesinde, boğaz manzarası ve deniz kokusu eşliğinde bu bahçede yaşayanın ömrü uzar diyerek dolaştık. Sanatçının bahçede de sergilenen eserleri var. Manzaraya gözlerimizle bakmanın yanında sanatçının yapıtları aracılığı ile de baktık. Manzarayı ve kendimizi  Anish Kapoor'un yapıtlarında farkı açılardan (düz-ters) inceledik. Hareketi ve canlılığı gözledik.
Anish Kapoor SergisiAnish Kapoor SergisiDevasa boyutlardaki eserler insanı şaşırtıyor, nasıl adlandıracağınızı bilemiyorsunuz. En ağır olanı 12 tonmuş. Sanki bir dağın tepesini alıp getirmiş kadar doğal, bu gerçekten taş mı dedirtecek kadar olağanüstü. Hele o pigment  ile yaptıklarına ne demeli? Sonsuzluk, boşluk, çok boyutluluk? Sanki elinizi uzatsanız başka bir boyuta geçiverecekmiş gibi. Tabii ben sanatçının hangi malzemeleri kullandığını söylemeden eserlerine daldım değil mi. Paslanmaz çelik, taş (mermer, kumtaşı, oniks, granit vb.), cam elyafı, pigment. Taş eserleri doğadaki varlıklara benzeterek, pigment kullanılanlarda sınırsızlık, boyutsuzluk düşleriyle gezdik. Sergiyi bir kaç kelime ile özetlemek istersek; büyüklük, sadelik, derinlik ve canlılık diyebilirim.
Emirgan Çınaraltı,İstanbulEmirgan Çınaraltı,İstanbulBana hoş gelen bir şeyi de paylaşmadan geçemeyeceğim. Müzenin kafesi (müzedechanga); bir süredir yemek-sergi eşleşmesi adlı bir proje uyguluyormuş. Sergideki eserlere benzeyen yiyecekler ''Heykelsi Tatlar'' adlı menü ile sunuluyormuş. Çarşamba ve cuma günleri rezervasyonla gidilebiliyormuş. Biz müzeden sonra Emirgan Çınaraltı'nda kahve içerek gezimizi bitirdik.






22 Ekim 2013 Salı

İstanbul'da Bayram

teyzoştan
Silivri
Silivri
Klasik bayram ziyaretlerimizi yapmanın dışında havanın güneşli olduğu zamanları kaçırmamak adına Silivri'ye gittik. Sahilde yürüyüp, deniz kuşları ve kedileri sevgiyle izleyip, sokaklarda dolaştık. Balıkçıların tezgahlarına uzun uzun bakıp, yok Silivri'de köfte ve yoğurt yenir diyerek köfteciye girdik.  Meşhur Çardak Aile Köftecisi'nde köfte ve yanında olmazsa olmazı piyaz ve yoğurdumuzu söyledik. Yiyeceklerin gelmesini beklerken etrafımızı incelemeye koyulduk. Meşhur Çardak Aile Köftecisi, Silivriİlk dikkatimi çekenler yerlerdeki karo çiniler ve bir köşede duran gramofonlarla duvar tabakları. Doğal, pastel tonları ve desenleri ile karo çiniler hep hoşuma gitmiştir. Antre, mutfak, balkon deyince ilk aklıma gelen yer kaplama malzemesi. Teknolojik ve ekonomik değişiklerle seramik ve mermer gibi malzemelerin kullanımı artsa da son yıllarda karo çiniler yine kullanılmaya başlandı.

SilivriFırıncı, SilivriSilivri'nin toprak kaplarda mayalanan yoğurdundan alıp, fırıncının önünden bakmadan geçemeyip, ekmekleri de sepete atıp, eh bir de sahilde çay içip, doğru eve.
Sahildeki kuşlar, kayalar, heykeller de fotoğraflarda.






SilivriSilivriSilivri