Otobüsle
geçerken ya da yürüyüş yaparken yol kenarında dikkatimi çeken minik bir tabela
var; ''Şefik Bursalı Müze Evi''. Kimmiş, neyle ilgilenirmiş diye merak
ediyordum. Bir gün gezsem diye düşünüp vakit ayıramamıştım. Geçen gün de
gazetede; Şefik Bursalı Resim Yarışması’nın sonuçlandığı ve seçilen eserlerin
Resim ve Heykel Müzesi’nde sergilendiğini okuyunca merakım iyice arttı. Şefik
Bursalı usta ressamlarımızdanmış. Kültür ve Turizm Bakanlığı, sanatçıların
çalışmalarını desteklemek için her yıl Şefik Bursalı resim yarışması
düzenliyormuş. Başvuruları 2 Eylül'de
başlayan yarışmanın bu yıl onüçüncüsü düzenlenmiş.
Yarışmaya katılıp sergilenmek üzere seçilen
eserler Resim ve Heykel Müzesi’nde saat
09.00-12.00 ile 13.00-17.00 (Pazartesi hariç) gezilebilir. Sakın siz de benim
gibi müze öğlen kapanmaz diye düşünüp öğle saatlerinde gitmeyin. Hem müzeyi hem de müzenin sol yan tarafındaki
sergi salonlarında yarışmaya katılan eserleri görebilirsiniz. Ben en çok;
Kapılar, Yansıma, Nereden Nereye ve
Güzel Bir Gün adlı eserleri beğendim.
Müzenin
sağ yan tarafında ise dekorasyonunu ve
akustiğini çok beğendiğim, orkestra çukuru bulunan , kızımı operaya ilk
götürdüğüm salon bulunuyor. Birlikte keyifle ‘’Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler ‘’ operasını
izlemiştik. Artık çocuk oyunları burada sergilenmiyor. Oysa çocuklara; müzik,
tiyatro, resim ,tarih, müze gibi birçok etkinliği bir arada yaşatabiliyorduk.
Şefik
Bursalı Müze Evi; Çankaya Ahmet Mithat Efendi Sokakta bulunuyor. Pazartesi
hariç her gün 9.00-12.00 , 13.00-17.00 arası gezilebilir.
İbrahim Çallı'nın öğrencilerinden olan Şefik
Bursalı; Bursa manzaraları ve özellikle bir süre resim öğretmenliği de yaptığı
Konya'nın Selçuklu kalıntıları ile Mevlana'yı yansıttığı eserleriyle ün yapmış.
Güzel Sanatlar Akademisi'nde otuz yıl hocalık yapmış sanatçının yaşadığı ev
Kültür Bakanlığı tarafından müze olarak düzenlenmiş. Bu müze resim alanındaki
ilk özel müzeymiş. Müzede sanatçının yağlıboya, karakalem ve hat sanatı
eserleri sergileniyor. Koridorun başındaki duvarda asılı olan ailenin
avukatının Şefik Bursalı’yı ve müzeyi anlattığı yazı çok duygusal ve
etkileyici. Girişte sanatçının son yaptığı,
yarım kalan tablonun sunumu; az sonra Şefik Bursalı gelip fırçasını eline
alacak ve devam edecekmiş hissi uyandırıyor.