Kız Kulesi'ne gitmeyi gerçekten çok
istiyordum ve sonunda gittik.
O gün annemle teyzemlere gitmiştik,
Beşiktaş'a. Öğlen yemekten sonra annem ve teyzem bir yere kahve içmeye
gideceğimizi söylediler, meğer Kız Kulesi'ne gidecekmişiz. Beşiktaş'tan vapurla
Üsküdar'a geçip biraz yürüdükten sonra Kız Kulesi vapuruna bindik.
Kız
Kulesi'ni gördüğüm anda bayıldım. İçerisi ve manzarası da çok güzeldi. Kız
Kulesi'nden Sarayburnu'nu, Topkapı Sarayı'nı, Dolmabahçe Sarayı'nı, Boğaziçi
Köprüsü'nü ve boğazı gördüm. İnanın Kız Kulesi'nde boğazı koklamak çok güzeldi.
İstanbul'da boğazı koklayacağım ve Ankara'da denizi özledikçe burayı
hatırlayacağım. Kayalıklardan azıcık yosun alıp teyzemin verdiği minik kutuya
koydum, babama koklatmak için.
Bu arada annemle teyzemin içtiği kahve
çok güzelmiş. Ben kahve içmediğim için Ice tea içtim.
Kız Kulesinden Kabataş'a oradan da
Beşiktaş'a giderek Kız Kulesi gezisini bitirdik. Benim Kız Kulesi hakkında
bilmediğim fakat öğrenince şaşırdığım ve ilgimi çeken bir kaç bilgiyi sizinle
paylaşmak istedim. Kız Kulesi'nin 42 tane penceresi olması, 2500 yıllık bir
tarihe sahip olması, seyir terasına 87 basamakla çıkılabilmesi gibi.
Düşünsenize 2500 yıl az bir zaman değil
ve Kız Kulesi bu 2500 yılda aşklara, ayrılıklara, savaşlara, efsanelere, sultanlara
ve daha bir çok şeye tanıklık etmiştir. Bir insan bu olayları göremez, görmek
için 2500 yıl yaşaması gerekirdi ki bu da imkansız bir şeydir.