Bu
yaşadıklarımız bize Leo Buscaglia'nın Sevgi Öyküleri adlı kitabını hatırlattı.
Ama mutluluk veren bu davranışlar sadece kitaplarda değilmiş diyerek
keyiflendik.
İstanbul
fotoğraflarımız:
Ben Ankara'da oturuyorum, anneannamler
İstanbul'da. Ben çoğu yaz onlara kalmaya giderim (anne babanız işteyken,
özellikle yazın evde yalnız başınıza veya bir etüt yada yaz okulunda sıkılmaz
mısınız?). İstanbul bence çok tarihi ve güzel bir şehir. İstanbul'dayken bir
çok yer gezerim ve hepsini çok beğenirim. Hiç unutmam ve neredeyse herkese
anlatırım (tabii konusu geçince). Galata kulesi, Ayasofya, Yerebatan Sarnıcı,
Kapalı Çarşı, Burgaz Ada gezdiğim yerler. Galata Kulesi Taksimden aşağı doğru
inerken, yani ben öyle gittim. Çok güzel, değişik, manzaraya hayran kaldım.
Ayasofya ve Yerebatan sarnıcı birbirine çok yakın. Adlarını hiç duymadıysanız
hemen araştırın derim. Kapalı Çarşıyı en çok kızlar sever. Ben de çoğu kız gibi
hayran kaldım. En çok takı, incik, boncuk gibi şeyler ilgimi çekti. Burgaz Ada
faytonla gezilen, şirin, küçük bir ada. Vapurla giderken Büyükada'dan sonra.
Kız Kulesine gitmedim ama gitmeyi düşünüyorum. Denizin ortasında şirin bir kule
olduğunu biliyorum. Bir kral, kızını cadı zehirlemesin diye bu kuleye kaçırır.
Her gün muhafızlar yemek getirir. Bir gün yemek sepetinin içine zehirli bir
yılan girer ve kız ölür. İşte bana anlatılan Kız Kulesi masalı bu.