Beypazarı;
Ankara'nın konakları, yemekleri, eski yaşam kültürünün
korunması ile ünlü, görülmesi gereken ilçelerinden biri.
Ankara'ya yaklaşık 100 km. Arabayla İstanbul yoluna çıkıp,
Sincan-Yenikent yol ayrımından devam edip Ayaş-Beypazarı yoluna
girerek ulaşılabilir. Etlik otobüs terminali yada Ankamall AVM
önünden otobüs/minibüslerle de gidilebilir. İstanbul'a 320 km.
TEM otoyolundan Adapazarı'nda Akyazı çıkışına girip Ankara
tabelalarını takip ederek ulaşılabilir. Her yıl haziran ayında
''Geleneksel Tarihi Evler, El Sanatları, Havuç ve Güveç
Festivali'' düzenleniyor.
Beypazarı;
Hitit, Frig, Galat, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi farklı
uygarlıklara ev sahipliği yapmış. Bizans'ın psikoposluk merkezi,
Selçuklu döneminde, İstanbul -Bağdat yolu üzerinde bir ticaret
merkezi, Osmanlı döneminde ise tımarlı sipahi merkezlerinden biri
olmuş. Sipahi beyleri, ticaret ve ekonomik hayatın yoğunluğu
nedeniyle Beğ Bazarı diye adlandırılmış.
Zemin
katı taş, üst katları ahşap, 2-3 katlı konakları ile ünlü.
Evlerin guşgana-kuşluk denilen çatı katları; yazın kışlıkları
hazırlayıp kurutmak, kışın ise saklayıp korumak için
kullanılmış. Konakların bir kısmı restore edilip otel,
pansiyon, müze, iş yeri olarak kullanılıyor. Türk Hamamı
Müzesi'ni gezip, külhanbeyi sözünün nereden geldiğini öğrendik.
Beypazarı Tarih ve Kültür Evi restorasyon nedeniyle kapalıydı.
Neyse ki daha önce geldiğimizde gezmiştik diyerek Yaşayan Müze'ye
doğru yürüdük. Müze; girişinde ve odalarında sizi karşılayan,
yerel giysili rehberleriyle, rehberlerin güzel anlatımlarıyla,
yerel hikaye ve bilmeceleriyle orada yaşamışsınız hissi
yaratıyor. Komşu eve oturmaya gitmiş gibi oturup, konuşup,
dolaşıp, üstüne bir de yemeklerini yiyince kırk yıllık
Beypazarlı olup ayrılıveriyorsunuz. Halk Evi, Kent Tarihi Müzesi
de gezilebilir.
Telkari
gümüş işlemeciliği, dokumacılık (ipek bürgü yöreye has
dokuma), yemenicilik, bindallı-el işlemeleri, dövme bakırcılık,
demircilik, semercilik, saraçlık (at ve at arabalarında kullanılan
deri aksamın tamir ve üretimi) gibi el sanatları gelişmiş.
Alaaddin, Demirciler, Kalaycılar ve Çilingirler sokaklarında
hepsini görebilirsiniz.
Yola
biraz geç çıktığımız için ,Hıdırlık tepesi ve İnözü
Vadisi'ne gidemedik. Karaşar yolu üzerindeki İnözü Vadisi; Hitit
ve Frigler zamanında yaşam alanı, Roma döneminde ise manastır
olarak kullanılmış. Vadi koruma alanı, ülkemizin 184 önemli
doğal kuş alanından biri, yüzlerce kuş ve kelebek için yaşam
alanı. Beypazarlıların yazlık bağ evlerinin olduğu bölge
şimdi asma bağları ve bahçelerle doluymuş.
Taş
fırınlarda, toprak güveçlerde pişen yemeklerini yemeden dönmek
olmaz. Tarhana çorbası, etli yaprak sarma, güveç (parça etli
pilav), bazlama ekmeği, Beypazarı kurusu, baklava, havuç lokumu
bizim tattıklarımız. Alaaddin sokak üzerinde yiyecek alışverişi
yapabileceğiniz ve oturup yemek yiyebileceğiniz yer çok. Biz daha
önce de tercih ettiğimiz gibi Taş Mektep'i seçtik. Lezzetli
yemeklerin üstüne gelen çay da nefisdi. Benim gibi kahve sevenler
için bile.