25 Şubat 2014 Salı

Oyuncak Müzesi



Oyuncak Müzesi, Ankara
Oyuncak Müzesi, AnkaraOyuncak müzesi; Ankara, İstanbul, İzmir ve Antalya'da var. İstanbul'daki Sunay Akın'ın, onu daha önce gezmiştik. Ankara'dakini yeni gezdik ve ondan söz edeceğiz.
Oyuncak Müzesi, AnkaraOyuncak Müzesi, AnkaraAnkaray' dan Kurtuluş istasyonunda inip, Hukuk Fakültesi'ne doğru yürüdük. Hukuk Fakültesi' nin yanından Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsüne girince müze; Eğitim Fakültesi' nin giriş katında. Gitmeden önce arayıp (0.312.3633350-3212)  randevu almak gerekiyor.Hafta içi, saat 10.00-12.00 ile 14.00-17.00 arasında gezilebiliyor.

Oyuncak Müzesi, AnkaraMüze, Prof. Bekir Onur'un çalışmaları ile 1990 yılında açılmış. Küçük ama sizi çocukluğunuza alıp götürecek kadar zengin. Ben; bundan benim, şundan ablamın/kardeşimin vardı, şöyle oynardık diyerek gezdim. İçimden onlarla oynamak geldi ama  hepsi vitrinde. Aklınıza gelen her çeşit; tahta, teneke, kağıt, plastik, tel, yumuşak oyuncak var. Tabii şimdiki çocuklarınkilere göre oldukça sade ve basit. Ama aslolan hayal gücünü kullanmak değil mi? Fotoğraflar daha iyi anlatır diyerek.....
Oyuncak Müzesi, Ankara

Oyuncak Müzesi, AnkaraOyuncak Müzesi, AnkaraOyuncak Müzesi, AnkaraBen küçüklüğümden beri oyuncakları çok severim. Annem de bunun üzerine beni, Ankara’daki oyuncak müzesine götürdü. Ben bu müzeyi çok sevdim çünkü oyuncaklarla doluydu, adı üstünde oyuncak müzesi. Buradaki bebeklerin bir çoğu bana basit geldi. Çünkü bizim bebeklerimiz neredeyse canlı gibi. Fakat bu bebeklerin de ayrı bir güzelliği vardı. Bana sorarsanız bu müze anne ve babalarımıza daha ilginç gelebilir çünkü çocukluklarında oynadıkları birkaç oyuncağı burada görebilirler.










18 Şubat 2014 Salı

Topkapı Sarayı Müzesi


Yarıyıl tatilinde, hazır İstanbul'a gitmişken Topkapı Sarayı'nı yeniden gezelim dedik. Otobüsle Beyazıt'a gidip oradan da etrafımıza bakına bakına minik bir şehir gibi olan saraya yöneldik. Minik bir şehir gibi çünkü sadece saray/ev değil. Padişahların yaşam alanı, devletin idare merkezi, bahçeleri, müzesi, köşkleri, darphane, saray mutfakları, kütüphane, cami, hamam, okul ile evet şehir içinde şehir.Topkapı Sarayı, Adalet-Divan Meydanı,İstanbulTopkapı Sarayı, Alay Meydanı, İstanbul 
Topkapı Sarayı; Sarayburnu'nda, İstanbul'un yedi tepesinden birinde, en eski yerleşme bölgesinde. Fatih Sultan Mehmet 1453' de İstanbul'u fethettiğinde; Beyazıt'ta şimdi İstanbul Üniversitesi'nin olduğu bölgede ''Eski Saray'' diye bilinen  ilk sarayı yaptırmış. Topkapı Sarayı 1475-1478 yılları arasında yapılmış.
Topkapı Sarayı, Bab-üs Saade kapısı, İstanbulTopkapı Sarayı, İstanbulBiz Sultanahmet Meydanı'ndan, III. Ahmet Çeşmesi'nin bulunduğu taraftan Bab-ı Hümayun'dan (saltanat kapısı) sarayın ilk meydanına (Alay Meydanı) girdik. Hemen solda Bizans'tan kalan en eski yapı olan Aya İrini dışardan görülebilir. Aya İrini ziyarete kapalı, görmenin tek yolu burada düzenlenen konser gibi bir etkinliğe katılmak. Ben yıllar önce bir opera temsili için gelmiştim. Denk gelse yine görmek isterdim. Aya İrini, silahhane ve Müze-i Hümayun (ilk askeri müze) olarak kullanılmış.
Topkapı Sarayı, İstanbul
Topkapı Sarayı, İstanbulTopkapı Sarayı, İstanbulAlay meydanının sonunda ikinci kapı Bab-üs Selam (müze girişi) var. Öğrenciler ücretsiz  girebiliyor ama yine de öğrenci kimliği göstererek, epeyce bir süre sıra bekleyip  giriş bileti almak gerekiyor. Bab-üs Selam'ı geçince Adalet Meydanı/Divan Meydanı'na geliyoruz. Saray ahırları, harem girişi, kubbealtı, saray mutfakları hep bu ikinci meydanda. Mutfak bölümündeki Çin porselenleri dairesi dünyanın en büyük Çin porselenleri koleksiyonuna sahipmiş. Kubbealtı; Divan-ı Hümayun'un (şimdiki bakanlar kurulu diyebiliriz sanırım) toplandığı yer. Cülus (padişahların tahta çıktıklarında bahşiş dağıttıkları tören), cenaze, ulufe töreni  (yeniçerilere maaş ödemesi)  gibi törenler hep bu meydanda yapılırmış. Meydanın sonundaki Bab-üs Saade (saadet/mutluluk kapısı) ile üçüncü meydana geçiliyor ki artık buradan sonrasına herkes giremezmiş. Tam karşıdaki Arz Odası; padişaha divan kararlarının arz edildiği yermiş. Bu meydanda; kitaplık, çeşme, Enderun koğuşları, cami, hamam, kiler, hazine, has oda ve buralarda sergilenen koleksiyonlar görülebilir. Benim en çok ilgimi çekenler; Yavuz Sultan Selim'in hazineyi açan, yüzük şeklindeki mührü, tören kalkanları ve tılsımlı gömlekler oldu. Tılsımlı gömlekler; sefere çıkarken giyilirmiş ve giyen kişiyi nazardan, kötülüklerden korur, şifa verirmiş. Binaların arasından geçerek sarayın son meydanı, sultana özel alan olan  Sofa-i Hümayun'a çıkıp köşkler ve bahçeler gezilebilir, bahçeden Marmara Denizi-İstanbul Boğazı-Haliç manzarası izlenebilir. Topkapı Sarayı'ndan boğaza bakış, İstanbulTopkapı Sarayı'ndan Haliç'e bakış, İstanbulEdebiyat Kafe, Sultanahmet, İstanbulHarem en sona kaldı. Her zaman çok sıra olurdu, bu kez azdı ama acıktığımız ve yorulduğumuz için başka sefere diyerek girmedik. Aaa unutmadan, hareme girmek için öğrenciler de dahil ayrıca bilet alınıyor. Açlığımızı Sultanahmet meydanındaki Sultanahmet Köftecisi'nde giderip, yorgunluğumuzu da hemen onun yanı başındaki Edebiyat Vakfı'nın yerinde kahve içerek attık. Tatlılar; sunum ve renkleriyle çok güzellerdi, en azından fotoğraflayalım dedik (tok ağırlamak zordur ya). Şubat soğuğunda bu kadar dolaşmak yeter diyerek otobüse binmek üzere tekrar Beyazıt' a doğru yürüdük.
  
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 
  


 


 


 
 
 
 
 



11 Şubat 2014 Salı

Resim ve Heykel Müzesi ve Concerto Melante

Resim Heykel Müzesi, konser salonu, Ankara
concerto melante, resim heykel müzesi, bachfest ankaraÇok beğendiğim Resim ve Heykel Müzesi konser salonuna, Bachfest Ankara organizasyonu sayesinde Concerto  Melante topluluğunu izlemeye gittik. Hem epeyce bir aradan sonra o güzelim salonda bulunmak hem de konser çok güzeldi.
Resim Heykel Müzesi, konser salonu, AnkaraConcerto Melante topluluğu; 2008 yılında kurulmuş. Grubun sekiz üyesinden dördü aktif olarak Berlin Filarmoni Orkestrası'nda çalmaktaymış. Konserde; flüt, keman, kontrbas ve klavsen çalan dört sanatçı, ilk bölümde Johann Sebastian Bach'ın flüt ve keman sonatlarından, ikinci bölümde ise Prusya kralı II. Friedrich'in bir teması üzerine bestelediği ''Müzikal Sunu''adlı eserini sundular. Bu eser müzik tarihçileri, matematikçiler, bilim adamları ve filozoflar için araştırma konusu olmuş. Bach'ın en renkli ve yapısal olarak en ilginç eserlerinden biriymiş. Benim o kadar müzik bilgim yok. Ben keyifle dinleyip, kulağımı, gözümü ve beynimi doyurdum.
Resim Heykel Müzesi, AnkaraResim Heykel Müzesi, AnkaraResim Heykel Müzesi, AnkaraResim Heykel Müzesi, AnkaraAnkara Resim ve Heykel Müzesi; Ulus'ta, Namazgah tepesinde, Etnografya Müzesi'nin yanında. Talatpaşa Bulvarı , Ulus yada Ankara Hastanesi yakınlarından geçen otobüs ve minibüslerle ulaşmak çok kolay. Kültür Bakanlığı ile Ankara Hastanesi arasında. Mimarı, Etnografya Müzesi'ni de yapan  Arif Hikmet Koyunoğlu. Bina Atatürk'ün isteği ile mermer-taş ustalarıyla,Türk süslemeleri kullanılarak yapılmış. Müze 1927 yılında Türk Ocakları merkez binası olarak inşa edilip, 1950'ye kadar Ankara Halk Evi olarak hizmet vermiş, 1980 yılında müzeye çevrilmiş. Kamu kurumlarındaki eserlerin seçilip toplanması ile açılan müze, bağışlar ve alımlarla koleksiyonlarını arttırmış. Müzede pek çok sanatçıya ait; resim, heykel,seramik, baskı ve Türk süsleme sanatı eserleri sergileniyor. Daimi sergi salonları, değişen sergilerin açıldığı galeriler, kütüphane, atölye ve konser salonundan oluşuyor. Eserler kadar binanın kendisi de görülmeye değer. Konser salonu ise  1985 yılında restore edilerek ( ahşap koltuklar, localar, süslemeler) 1930'daki şeklini almış ve hizmete açılmış. Ben konser salonu dedim ama bu salon konser dışı etkinlikler için de kullanılıyor. Bu güzel salonu görmenin yolu burada düzenlenen bir etkinliğe katılmak. Konseri dinlerken arada bir kafamı kaldırıp süslemelere, renk uyumuna bakmadan edemedim. Tıpkı Paris'teki Galeries La Fayette (alışveriş merkezi)'de de gözlerimi tavan süslemelerinden alamadığım gibi.


Resim Heykel Müzesi, Ankara






4 Şubat 2014 Salı

Çocuk Müzesi ve Bilim Merkezi


Çocuk Müzesi ve Bilim Merkezi, Armada, AnkaraDün, annem beni Armada Alışveriş Merkezi'ndeki Çocuk müzesi ve Bilim Merkezi'ne götürdü . Ben; buradaki 1. , 2. ve 3. olmak üzere 3 keşif alanına ayrılmış müzenin 2. keşif alanını gezdim . Her keşif alanında 4-5 tane konu var ve her keşif alanının da konuları farklı . Bu keşif alanlarında 1.30 saat kalıyorsunuz ve eğer zevkleriniz bana biraz benziyorsa çok eğleniyorsunuz . Benim girdiğim keşif alanının konuları trafik, denizcilik ve korsan, şantiye ve ayna labirenti idi. Girmeden önce en merak ettiğim konular ; denizcilik ve korsan ile ayna labirentiydi. Girdikten sonra da en eğlendiğim etkinlik ayna labirenti oldu .
Çocuk Müzesi ve Bilim Merkezi, Armada, AnkaraÇocuk Müzesi ve Bilim Merkezi, Armada, AnkaraTrafik konusunda ben biraz sıkıldım . Fakat bir koni gibi olan tek kişilik bir alete bağdaş kurarak oturup  koninin yanlarına tutunuyorsun ve kendi kendini döndürüyorsun . Bu alette  çok eğlendim .

Çocuk Müzesi ve Bilim Merkezi, Armada, AnkaraŞantiye konusunda ise verilmiş bir tahta evin duvarlarını sünger tuğlalarla örüyorsun ayrıca bu evin su tesisatını yapıyorsun . Bu da çok eğlenceliydi . Fakat sünger tuğlaların devrilmemesi yani evin duvarlarının yıkılmaması için tuğlaları dikkatli koymamız gerekiyor .
Çocuk Müzesi ve Bilim Merkezi, Armada, AnkaraÇocuk Müzesi ve Bilim Merkezi, Armada, AnkaraDenizcilik ve korsanlar bölümünde korsanların hazinelerini gördük. Sahilden tahta bir gemiye geçmek için bir köprü yaptık ve kendi belirlediğimiz bir senaryoyu canlandırdık yani drama yaptık. Bu bölümde ilgimi en çok korsan hazineleri çekti .

Çocuk Müzesi ve Bilim Merkezi, Armada, AnkaraÇocuk Müzesi ve Bilim Merkezi, Armada, AnkaraEn eğlenceli ve en ilginci olan ayna labirenti ise adından belli olduğu gibi bir labirentti . Labirentteki karışık sütunların aralarına ayna konmuştu . Ellerini tutarak aynalara çarpmadan çıkış yolunu bulmaya çalışıyorsunuz . Aynı zamanda kırılma , yansıma ve derinlik kavramlarını öğreniyorsunuz ve çıkış kapısını çıkış kapısını bulmaya çalışıyorsunuz bulduğunuzda ise sonsuzluk veren bir şeyle karşılaşıyorsunuz . Herkese iyi eğlenceler!
Müze sadece çocuklar için olduğundan ben gezemedim. Siz büyüksünüz dediler!!! Ben de sizin gibi okuyucuyum bu kez.