Ankara'ya
erken gelen kış soğuğunda dolaşırken yolum yine Keçiören'e düştü. Eh buraya
kadar gelmişken önceki gelişimde aklımda kalan bağ evlerini göreyim dedim.
İlki Sanatoryum Hastanesi'ne giderken yolun
solunda. 1923 yılında Mareşal Fevzi Çakmak'tan satın alınan bağ evi, Koç
ailesinin konutu olarak kullanılmış. Yemyeşil bahçe içindeki ev; 1992-1994 yıllarında restore edilerek Vehbi
Koç ve Ankara Araştırmaları Merkezi (VEKAM) olarak açılmış. Vehbi Koç'a ait belge ve eşyalar, Ankara ile
ilgili her türlü yayın ( roman, belge,
tez, rapor, çalışma) bulunuyor ve bu özelliği ile Ankara çalışmalarında ilk başvuru merkezi.
VEKAM'
dan az yukarıda yolun sağında ikinci bağ evi var. ''Gedikoğlu Bağı'' olarak
anılan ev ; Vehbi Koç'un eniştesi Ali Gedikoğlu tarafından 1900 lerin başında
yaptırılmış. Semahat Arsel tarafından restore ettirilip, Vehbi Koç Vakfı'na
bağışlanarak, 2007 de açılmış. Kış katı denen ara kat; alçak tavanlı bir sofa ve
ona açılan odalardan oluşuyor. Odalardan birinde Can Dündar tarafından
hazırlanan eski Ankara ve bağ evinin restorasyon sürecini anlatan on dakikalık
belgeseli izledikten sonra üst kata çıktım. Üst kata çıkılan merdiven
boşluğunda sergilenen örgü para kesesi
koleksiyonu, üst kattaki sofada bulunan hayat ağacı işlemeli pano, aynalı ahşap
konsollar, ahşap tavan göbekleri, işlemeli sedir örtüleri ve perdeler benim
ilgimi çeken eşyalar. Evi
dolaşırken ve eşyaları incelerken halamların bağ evini hatırladım. Kısa bir
süreliğine geçmişe gittim. Kardeşimi uyurken arı sokması, telaşlı kış
hazırlıkları, aklınıza gelecek her türlü meyve ağacının bulunduğu koca bahçe
aklımda kalanlar.
Bağ
evi; özel etkinlikler ve toplantılar için önceden arayarak kullanılabiliyormuş.
Salı günü hariç her gün 10.00-17.30 arası açık, giriş 2 TL.
Yazıyı
birkaç yıl önce Çağdaş Sanat Merkezi'nde gezdiğim Vehbi Koç sergisinde de
gördüğüm broşürde yer alan Vehbi Koç'un sözü ile bitirmek istiyorum.
''Rahatınız için gerekli olan hiçbir şeyden kendinizi yoksun etmeyin; ama size
onur veren bir sadelik, tutumluluk içinde yaşayın ve son nefesinize kadar
çalışın''. Çok güzel bir öğüt değil mi?