Söyleşi;
sohbet; konuşup görüşme; yarenlik; makale planıyla fakat bir konuşma
havası içinde yazılan yazıdır. Bir konuyu fazla
derinleştirmeden, karşımızdaki ile konuşuyormuş hissi vererek anlatan fikir
yazılarıdır. Yazar, kişisel görüşlerini sohbet sıcaklığıyla anlatmaktadır.
Herkesin
ilgileneceği konularda, düşünsel planla, konuşmadaki gibi devrik cümlelerle,
sorulu-cevaplı cümlelerle konuşuyormuş hissi vererek, içten, samimi, doğal,
günlük konuşma havasında fakat mantık çerçevesinden ayrılmadan, kolay
okunabilir bir tarzdaki düzyazı türüdür.
Senli
benli ve daha cana yakın dili ile makaleden ayrılır. Günlük olaylar ve genel
konuları ele alıp ayrıntıya ve teknik konulara girmemesi ile de konferanstan
ayrılır.
Söyleşi
türünün Türk Edebiyatı'ndaki önemli temsilcilerinden bazıları; Nurullah Ataç,
Şevket Rado, Ahmet Rasim, Hasan Ali Yücel, Atilla İlhan, Melih Cevdet Anday.
Hani
gezerken kullandığım başucu kitaplarımdan söz etmiştim ya, konu Türk dili
olunca da başucu kitaplarım var. Her ikisi de en az yirmi yıllık, kardeşimin
ilkokul ve ortaokul öğrenciliğinden kalma. Bazen kızıma anlamadığı konuları
anlatırken de çok işime yarıyor. Gelelim söyleşi kitaplarına. İş Bankası uzunca
bir süredir Nehir Söyleşileri adıyla bir dizi kitap yayınlıyor. Yaklaşık kırk
küsur sayı oldu sanırım. Her kitap farklı bir yazar tarafından; alanında uzman,
örnek oluşturan kişilerle yapılan söyleşilerden oluşuyor. O kişilerin yaşam öyküleri yanında yakın
tarihsel bilgiler edinerek, başarılarından dersler çıkararak okumak çok
keyifli. İlk çıkanlardan biri; ‘’Zaman Kaybolmaz- İlber Ortaylı Kitabı’’ yakın zamanda çıkanlardan biri ise ‘’ Hayatım Mücadeleyle Geçti-Kemal Kurdaş
Kitabı’’. İnsan kaderini kendi yazar diyen İlber
Ortaylı ile ülkelere, olaylara farklı
açıdan bakmayı ve tarihçi gözüyle gezmeyi fark ettim. Kitaptan minik bir
alıntı: Ben Alman kültürünü ve edebiyatını , tarihini ve içtimaiyatını tetkik
ederken; sokaktaki insana da bakarım, profesöre de bakarım, bulursam politikacı
da tanırım. O milletin öğretmenlerini tanıyacaksın, kafa orada oluşur. Bu günkü
Türkiye’nin halini de öğretmenlerinden anlarsın. O iyi değilse, memleketin hali
de iyi değildir.
‘’Ben Böyle Veda Etmeliyim- İsmail Cem Kitabı’’, ‘’Aferin Desinler
Diye- Doğan Hasol Kitabı’’, ‘’Tiz
Perdeden Gümbür Gümbür- Oktay Yenal Kitabı’’, ‘’Bir Bilim Adamının Serüveni-
Celal Şengör Kitabı’’, ‘’Gönül Dağında
Bir Garip- Neşet Ertaş Kitabı’’ ve daha
niceleri. Celal Şengör’ün kitabı ; lise ve üniversite öğrencileri için ,
öğrenme isteği- azmi, araştırmacı kişiliği, bilimselliğiyle örnek oluşturuyor.