27 Ağustos 2013 Salı

Smurfs


Ben ŞİRİNLER 2'ye gitmeyi çok istiyordum. Annem de beni geçen günlerde Kızılay Büyülüfener'de sinemaya götürdü. Ben şirinleri çok seviyorum. Sinemalarını da hiç kaçırmadan izliyorum. ŞİRİNLER 1'i de izlemiştim. Bence Şirinler 2 bitmeden mutlaka izlemelisiniz. Annem de benimle beraber izledi. O da eğlenceli buldu.
Şirinleri seviyorum çünkü hem güldürüyor ve eğlendiriyor hem de ders veriyor. Onlar şirinler, çok iyimserler ve bardağın boş tarafı yerine hep  dolu tarafını görmeyi tercih ediyorlar. Bence herkes şirinler gibi olmalı. Benim en sevdiğim şirinler; Şirin Baba, Şirine, Bilgin ve Ressam Şirin.  

  Sinemada filmden sonra en sevdiğim şey ise patlamış mısır yemek. Başkasıyla paylaşmak istemem ama paylaşırsak lütfen birer birer yiyin yoksa çabuk bitiyor.

Şirinler kadar olmasa da bazı şirin şeyler:


güneş yastık
keçe çanta

cd den kitap ayracı/süs
keçe süs



Hamamönü, Ankara

22 Ağustos 2013 Perşembe

Yaz Tatili Kitaplarımız

Haymatlos, Kemal Yalçın

Tatilde gezip görmenin yanı sıra kitap okumaya da devam ettik. Deniz kenarında uzanırken Debbie Macomber'in Gül Limanı Oteli'ni ve Canan Tan'ın Hasret'ini bir solukta okuyuverdim. Eve dönünce de Miyase İlknur'un İlhan Abi'si, Amanda Hodgkinson'un Britanya Yolu'nu okudum. Şimdi ise Kemal Yalçın'ın Haymatlos isimli kitabını okuyorum. Hasret bizim ülkemizden kopup gidenlerin, Haymatlos ise başka ülkelerden bizim ülkemize gelmek zorunda kalanların hikayelerini anlatıyor. Her ikisi de acıklı hikayeler arasında birbirinden değerli derslerle dolu.
Mehmet Önder, Şehirden Şehire Anadolu, Türkiye MüzeleriBaşucu kitaplarımı karıştırmaya tabii ki devam.
Kitap okumayı seviyorum. Bu kez konumuz yaz tatilinde okuduğum kitaplar olacak. Kışın kitap okumak daha eğlenceli oluyor. Çünkü yapacak çok da bir şey bulunamıyor. Fakat yazın gezip dolaşmak güzel ama zaman daha bol.

Yaz Masalları-Yapı Kredi Yay., Küçük Kara Balık-S. BehrengiCanan Tan, HasretBu yaz tatilinde okuduğum kitaplar çok eğlenceliydi. Yapı Kredi Yayınları'ndan Yaz Masalları'nı çok sevdim. Aslında geçen yıl da aynı seriden Bahar Masalları'nı okumuştum. Onu da çok sevmiştim.
Çocuklara En Güzel Hikayeler, Aziz NesinSeverek okuduğum bir başka kitap; Evren'e Açılan Gizli Anahtar macera kitabıydı. Bu kitapta; uzayla, gezegenlerle, karadeliklerle vb. ilgili bilmediğim bir çok bilgiyi öğrendim.
Haberiniz var mı bilmiyorum ama İş Bankası her yıl çocuklara karne hediyesi olarak kitap veriyor. Bu yıl da Aziz Nesin'den Çocuklara En Güzel Hikayeler adında bir kitap verdi. Aziz Nesin gerçekten çok komik ve espriliydi.
Yaşım için biraz küçük bir kitap olsa da Samet Behrengi'nin Küçük Kara Balık kitabını atlayamam. Bu kitabı mutlaka okumalısınız.




 







8 Ağustos 2013 Perşembe

Bizim bayramlar


kahve-likörBizim bayramlarda günler öncesinden hazırlıklar başlardı. İkram edilecek yiyecekler hazırlanır, gümüşler parlatılır, avizelerin taşları tek tek silinir, misafirlere ikramda  bulunurken kullanılacak tabak, bardak vs hazırlanır, bayram şekeri, sigara alınır, çocuklara verilecek harçlık, mendil hazır edilir, en güzeli ve en heyecanlısı ise bayramlık kıyafetler alınırdı. Bayram şekeri almak da çok keyifliydi. Şekercilerin önü rengarenk şekerlerle dolu olurdu ve onlara bakmak hoşuma giderdi. Hem çikolata hem badem hem de kağıtlı şekerlerden alınırdı. Çünkü kahve ile likör ikram edilir, onun yanında da badem ve çikolata verilirdi. Hiç hoşuma gitmeyen ve nedenini anlayamadığım bir alışkanlık da sigara ikramıydı. Kokusu, külü herşeyiyle kötü olan bir şey neden ikram edilirdi hala anlayamamışımdır. Üstelik bizim evde de  hiç sigara içen yoktu. Şekerin peşine kolonya, isteyene dantel örtülü gümüş tabakla getirilen su ikramından sonra bayram tatlılarına geçilirdi. Bizim evin favori tatlısı hurma (kalburabastı) idi. Babaannemin hurmasının üstüne de yoktu.

bayram-düğün pilavıBayram ziyaretleri kısa tutulup daha çok eve ziyarete gidilmeye çalışılırdı. Bütün gün  yemek , içmek, gezmek ve  misafirlere ikramda bulunmakla geçerdi. Bayram misafiri ağırlamak farklı bir törendi ve çok eğlenirdik. Bizim evde bayram sabahları kahvaltıyla değil yemekle başlardı. Hem de ne yemek. Gün içinde gelen misafirler yada gidilecek misafirlikler nedeniyle fırsat olmayacağı düşüncesiyle doğan bir alışkanlık mıydı bilmiyorum. Bayram sabahı yemek sofrasına çok özenilirdi ( gerçi  annem her zaman özenir ama). Tüm aile bayramlıklarını giyer masaya oturur. Masada yok yok. Yoğurtlu çorba, etli bulgurlu yaprak sarma, etli nohutlu pirinç pilavı olmazsa olmaz. Yemekten sonra ailece bayramlaşılır, bayram harçlıkları verilir. Kahve ve çikolatadan sonra bayram tatlısı yenir. Artık misafir kabul etmeye yada misafirliğe gitmeye herkes hazırdır. Bu ritüel bizde halen her bayramda tekrarlanır. Önce aile büyüklerine gidilip el öpülüp bayramları kutlanır. Büyükler çocuklara bayram harçlığı verir. Bazen harçlıklar mendilin içine konularak verilirdi. Kız çocuklarına verilen mendiller işlemeli, kenarı oyalı olabilirdi. Halam, ablama verdiği o iğne oyalı mendillerden bana ne zaman verecek diye dört gözle beklemiştim. O mendiller hem çok güzeldi hem de büyümenin göstergesiydi. Hala da güzel değiller mi?
bayram mendilleriŞeker toplayan çocukları, uçan baloncuları, bayram kutlayan bekçileri ve davulcuları anmadan bitirmeyelim.



6 Ağustos 2013 Salı

Tatil


Ville Del Mar, Küçükkuyu, ÇanakkaleVille Del Mar, Küçükkuyu, ÇanakkaleVille Del Mar, Küçükkuyu, ÇanakkaleBirkaç yıldır aynı bölgeye tatile gidiyoruz. Geçen yıl Çiçekli Bahçe'de kalmıştık, bu yıl  Villa  Del Mar'da kaldık. İkisi de Küçükkuyu-Assos arasında, Kaz Dağları'nın yanıbaşında, yeşillikler içinde, sakin, şirin, küçük yerler. Deniz buz gibi ama tertemiz. Yiyecekler nefis. Odalar temiz. Sahipleri ve çalışanlar sıcakkanlı, ilgili ve güleryüzlü. Etraf zeytin ağaçları ile dolu. Çiçekli Bahçe pansiyon havasında, odalar ufak. Villa Del Mar daha otel havasında, odalar da daha büyük, ortak alanlar da daha geniş. Çiçekli Bahçe'deki ev yapımı çeşit çeşit reçelleri ve beş çayındaki kurabiyeleri hiç unutmadık. Villa Del Mar'ın da maskotu haline gelmiş olan sevimli köpeği unutulmaz. Biz her ikisinden de dinlenmiş ve memnun bir şekilde ayrıldık.
Çobanöz, Havran, BalıkesirÇobanöz, Havran, BalıkesirÇobanöz, Havran, BalıkesirÇobanöz, Havran, BalıkesirGiderken bir an önce denize atlamak hevesiyle sayıca az ve kısa molalarla yetindik ama  dönüşte sık sık mola verdik. Akçay'dan Dökmecioğlu'nun zeytinyağlarını yüklenip, Havran'da Çobanöz'e uğrayıp; zeytin, peynir, tarhana gibi yöresel ürünlerden aldık. Eskiden yol Havran'ın içinden geçerdi, Çobanöz'ün eski yerinden alışveriş yapıp tam karşıdaki kuruyemişçiden de Havran leblebisi alırdık. Şimdi yol üzerindeki yeni yerine uğradık. Tabi orada leblebici yoktu.  Gözümüze çarpan hoş detayları paylaşalım istedik. 
 
Susurluk Tostu ve Ayranı
Karacabey soğanıSusurluk'tan geçilir de Susurluk tostu yiyip Susurluk ayranı içmeden olur mu? Sargın'ın Höşmerim'ini de unutmayalım. Tost ve ayran için bizim tercih ettiğimiz yer Susurluk Belediyesi'nin tesisleri. Balıkesir'in gelin domatesi, Karacabey'in soğanı, kavunu derken pazara giden köy minibüsü gibi yola devam ettik. Onca yoldan sonra aldıklarımızı eve taşımak zor gelince suratımız asılsa da kahvaltı masası hazırlayıp tatlarına bakınca keyfimiz tekrar yerine geldi.