23 Mayıs 2013 Perşembe

Değirmendere



Yorgunluk ve halsizlikle geçen on günün ardından merhaba. Ben yazamayınca kızımın da canı istemedi.


Değirmendere, İzmitBu hafta sonu İzmit Değirmendere'ye gittik.Balkonda oturup çay içip deniz havasını içimize çektik. Biraz depolayabilirsek Ankara'da işimize yarar diyerek.

Deniz kıyısında yürüyüş yaptık. Depremden sonraki hızlı yapılaşma ''yine ders almamışız'' diyerek içimizi sızlatsa da güzellikler görmeyi tercih ederek sahildeki parkta dolaşıp,  ahşap heykelleri inceledik. 

Değirmendere, İzmitDeğirmendere, İzmit

 Bir zamanlar Değirmendere ahşap heykel festivalleri ile anılırdı, şimdi yapılıyor mu hiç duymadım (2012 de  yapılmış).

Florium Sera, Altınova, Yalova

Altınova tarafına gidip çiçek seralarını gezdik. Yani gözümüzü yeşile ve maviye doyurduk. Gezdiğimiz Florium adlı serada bazı çiçeklerin bakımı hakkında bilgi aldık. Balkonumuzda yetiştirebileceğimiz cinsleri öğrenip onların arasından ben begonya, kızım petunyalardan seçti. Petunyaların asılabilir olanlarında aklım kaldı. Daha önce bir dergide okuduğum dikey bahçeleri hatırlattı. Şehirlerde, dar mekanlarda duvarları bahçeye dönüştürmek diyebilirim. Önümüzdeki bahara petunyalarla balkon duvarımı bahçeye dönüştürebilirim.


Kivinin, asmaya benzer minik ağaççıklardan oluşan kivi bahçelerinde yetiştiğini de öğrendik.


Florium Sera, Altınova, YalovaAnnemin de dediği gibi bu hafta sonu Değirmendere’deydik. Değirmendere’yle çok aram yoktur. Yani yoktur derken İstanbul ve Ankara gibi değildir. Değirmendere’nin en güzel yanı bana göre iki tane. Birincisi tabii ki deniz, deniz havası. İkincisi ise çiçekleri ve ağaçları. Bahçe ve toprakla uğraşmayı çok seviyorum hele bu çiçekler rengarenk ve kokuluysa. Gittiğimiz seradan iki çiçek aldık. Birini annem beğendi. O çiçeğin rengi turuncu kırmızı arası. Zaten annem ne renk beğenir? Ben hangi renk mi beğendim? Tabii ki pembe. Diğer renklerdekiler de güzeldi ama pembe olana bayıldım. Hani şu alta doğru sarkan çiçeklerden. Balkonumuza asacağız ve ben bakacağım.
 Değirmendere'den Ankara'ya dönerken yazıyorum. Şimdi Bolu tünelini geçtik. Uzunluğu ve ışıkları yüzünden bu tüneli küçüklüğümden beri severim. Good Luck.