Almanya

Şubat tatili için yaptığımız erken rezervasyonlarla ev ortamında, aile ziyareti gibi sıcacık bir tatil geçirdik. Kuzey Ren Vestfalya Bölgesi'nde Köln, Düsseldorf, Bergisch Gladbach ve Bonn'u gezdik.

Köln katedrali; şehrin birçok yerinden görülüyor, pek çok katedral gibi yapımı yüzyıllar sürmüş, dünya savaşlarını görmüş ve Almanya'nın en ünlü gotik yapısı. Katedral çevresi, tren garı, Farina Hause(Koku Müzesi), Rathause(Belediye binası), Schilder gasse ve Hohe Strabe gibi alışveriş caddeleri ve AVM'leri, eski meydan, diğer müzeler ve kiliseler görülmeye değer elbette. Ayrıca nehir turu da yapılabilir. Benim en çok beğendiklerim; Fishmark (ortaçağ balık pazarı), Çikolata Müzesi ve hemen caddenin karşısındaki Kölner Senfmuseum (hardal müzesi). Çikolata Müzesi'nde kakaonun yetişmesinden sıcak çikolataya ve çikolata yapımına kadar aklınıza gelebilecek her şeyi görebilirsiniz. Porselen sıcak çikolata cezveleri ve fincanları, çikolata kutuları...Müzeleri gezerken özenerek baktığım bir şey de öğretmenleri ile birlikte gelip görerek; sanat, tarih, genel kültür öğrenen minik öğrenci grupları. Biz müzeyi gezip bitirdiğimizde onlar hala öğretmenlerini dinliyor ve not alıyorlardı. Hardal Müzesi; 18. yüzyıldan bu yana kuşaklar boyunca geleneksel yöntemle hardal üreten bir aile işletmesi ve aynı zamanda satış yeri. Benim çok alışık olduğum bir tat değil ama ilginç ve hoş bir yerdi.

Düsseldorf; modanın başkenti, Königsallee (krallar bulvarı, pek çok mağazanın olduğu cadde) ve alışveriş merkezleri ile ünlü. Çikolata ve şeker satılan mağazalar, çay evleri (satış mağazası) ile kostüm ve parti eşyaları satılan mağazalar çok renkli ve eğlenceli. Bu mağazalardan diğer şehirlerde de görmek mümkün.

Bonn; 11. yüzyılda Romalılar tarafından kurulan, 1949-1991 yılları arasında başkentlik de yapmış küçük ama şirin ve benim bu gezide en sevdiğim şehir. Beethoven Hause, eski pazar meydanı ve belediye binası, ara sokaklar, rengarenk evler, meydanlar, üniversite binası ve önündeki kocaman park, katedral, kiliselerden özellikle Namen Jesu Kirche, özellikle çocuklar ve hiç büyümeyenler için Haribo mağazası ve assolist Aritmeum. Şehir merkezi eski, küçük, araç çok az dolayısı ile kendinizi eski zamanlarda ve başka bir dünyada hissediyorsunuz. Aritmeum; aritmetik müzesi. İnka'lardan, Mezopotamya'dan günümüze, İplere düğüm atmaktan abaküse, abaküsten hesap makinelerine uzanan aritmetik yolculuğuna çıkıp yaklaşık 7500 parçalık abaküs, hesap makinesi, kitap koleksiyonu görülebilir. Bazı makineleri kullanıp hesap yapılabiliyor. Binanın kendisi ve duvarlardaki geometrik şekillerden oluşan resimler de ayrıca güzel.

 Glabbach; konaklama yerimiz, küçük, şirin, kırsal, özellikle bahçeli evleri ve düzeni ile beni etkiledi.

 

   

 Geldik yeme içmeye. Patates, bira, sosis, tavuk, çikolata, şeker, ekmek çeşitleri. Gasthaus'lar geleneksel lokantalar, Kölsch Köln'e özdeş Alt ise Düsseldorf'a özdeş biralar. Biz Köln'de yerli halkın geldiği eski bir birahaneye gittik (Brauerei Zur Malzmühle, ilgilenenler için; bira 1,70, limonata 2,40, patates kızartması büyük 3,80 euro). Spezi; kola-fanta karışımı, sulandırılıp asiti çıkarılmış kola gibi. Merzenich Cafe'lerde satılan ortası marmelatlı üzerine şeker serpilmiş berlinerleri ve bizim simitlerin susamsızı gibi olan üzeri tuzlu brezeleri ben sevdim. Nordsea'lerde balık ve marketlerde satılan değişik peynir çeşitlerini tatmanızı da öneririm.